Gazze, her yıl olduğu gibi büyük bir coşkuyla karşılanması beklenen bayram döneminde, savaşın yarattığı derin acılarla sarmalanmış bir şekilde karşımıza çıkıyor. Sokaklarda coşku ve mutluluk yerine yas ve karamsarlık hâkim. Ailelerin sevinçle kutlaması gereken bu özel gün, trajedilerin gölgesinde geçiyor. Bu yıl, bayramın ruhunu her zamankinden daha fazla hissedemeyen Gazze halkı, kaybettikleri sevdiklerinin acısıyla dolu, boş sokaklarda dolanan yas atmosferinde, yaşadıkları zorluklarla mücadele etmeye devam ediyor.
Bayramlar geleneksel olarak bir araya gelme, arkadaşlarla ve ailelerle kutlayarak mutluluk paylaşma zamanıdır. Ancak Gazze'de bu yıl, olaylar farklı bir seyir izliyor. Son dönemde yaşanan çatışmalar, birçok ailenin bayramı yas içinde geçirmek zorunda kalmasına sebep oldu. Savaşın getirdiği yıkım, pek çok insanın sevdiklerini kaybetmesine yol açtı ve bu da bayram coşkusunu tamamen ortadan kaldırmış durumda. Gazze’de neredeyse her aile, sevdiklerini kaybetmenin verdiği büyük bir acı içinde, yaşama tutunma mücadelesi veriyor.
Bayram öncesi günlerde, tüm hayatı etkileyecek yeni bir çatışma dalgası başladı. İki ayrı taraf arasında süregiden anlaşmazlıklar, insanları evlerinden, işlerinden ve en önemlisi, yaşamlarından etti. Gazze’de, kaybettikleri bu canları ve geçirdikleri zor günleri daha fazla hatırlatan bir bayram, elbette olamazdı. Bütün bu derin acı ve kayıplar, insanların ruh hallerini etkileyerek sevinecek bir hâl bulmalarını imkansız hale getiriyor. Bayram yerine yas ve hüznün ağır bastığı bu günlerde, Gazze halkı, kaybettiği yakınlarını anma ve yas tutma geleneğine sıkı sıkıya bağlı kalıyor.
Hüzün ve yas içinde geçen bu bayram dönemine karşın, Gazze halkının umudu hiçbir zaman tükenmedi. Herkes yaşanan olayların sona ereceği, barış dolu bir geleceğin kapılarının aralanacağı inancını taşımaya devam ediyor. Yalanlarla dolu bir dünya ve savaşların yıprattığı bir toplum olmasına rağmen, Gazze halkı, dayanışma ruhunu kaybetmiş değil. Birçok insan, bu zor günlerin üstesinden gelmek için çeşitli yardım kampanyalarına katılıyor, birbirlerine destek olmanın yollarını arıyor.
Bayram günlerinde, birçok sivil toplum kuruluşu, maddi yardımlar ve gıda paketleri dağıtarak insanların yüzlerinde bir nebze de olsa neşe yaratmaya çalışıyor. Yuvalarına kavuşamayanlar, kaybettikleri sevdiklerini şahsında buldukları duygusal bağları tekrar hatırlamak istiyor. Küçük çocuklar, bu yas ortamında bile bayram sevincini yaşamaya çalışırken, büyüklerin gözlerindeki yaş, o neşenin ne denli zor olduğunu gözler önüne seriyor. Çocuklar, savaşın acımasız yüzünden uzak durarak, bir bayram şarkısı söylemeye, oyunlar oynamaya çalışsalar da, her an hatırladıkları korkularını içlerinde bir yerde saklıyorlar.
Huzurun ve mutluluğun olmadığı bu ortamda, Gazze halkı, her şeye rağmen umutlarını yitirmiyor ve barış çağrıları yapmaya devam ediyor. Herkesin ortak dileği, bir gün savaşların sona ereceği ve bayramların gerçek anlamına kavuşacağı bir dünyada yaşamak. Bu bayram, bir kayıptan daha fazlası olmanın ötesinde; birlik olmanın, dayanışmanın ve umudun simgesi olarak tarihe geçebilir. Zorluklarla dolu bir yolculuk olan barış süreci için, herkesin üzerine düşeni yapması ve el birliğiyle mücadele etmesi gerekmektedir.
Savaşın acımasızlığı karşısında Gazze’de bayram yerine yas bile olsa, halkın direniş ruhu, bir gün mutlaka zaferle taçlanacaktır. Gazze’nin ruhu, bu zorlukların üstesinden gelme azmiyle dolup taşıyor. Yaşanan her olay, onları daha güçlü kılmakta ve bir araya getirip, gelecekte daha güzel günler görmek için bir fırsat yaratmaktadır. Bu bayram, Gazze halkının acılarını unutma değil; sevdiklerini anma ve onurlandırma fırsatı olarak görülebilir. Yapılan tüm güzel ve anlamlı hatırlatmalar, bir gün kesinlikle tüm Gazze’de gerçek anlamıyla kutlanacak barış dolu bayramların geleceğine ışık tutacaktır.